Auschwitz - Birkenau (Polonya): Ölümün Sesi.

serbestdolasim:
"Arbeit macht Frei" - Çalışmak Özgürleştirir.

Polonya’da, beni en etkileyen yerin burası olduğunu söyleyebilirim sanırım. Nazi Almanyası’nın toplama kamplarından bir tanesi. 1 milyondan fazla Yahudi - çocuk, kadın, erkek ayırt etmeden - burada öldürülmüştür. İşin en trajikomik yanı ise, insanların buraya mükemmel hayatlar yaşayacakları vaad edilerek getirilmesi olmuştur. Hatta Yunanistan’da parayla bilet satılmış ve insanlar ölüme para ödeyerek gelmişlerdir. Şimdi bu unutulmaz konsantrasyon kampı, bir anıt ve dünya kültür mirasına girmiş bir müze.

The unloading ramp and the "Gate of death" (15)

Krakow kentinden yaklaşık 45 dakika süren bir yolculuk ile gelinebiliyor bölgeye. Bunun için kent merkezinde çeşitli firmalar bu turu organize ediyor. Bunların reklamlarını görmemenize imkan yok zaten. Ucuz bir tur olduğunu söyleyemem. Kişi başı 50€’ya yakın bir ödeme yapılıyordu. Yaklaşık 2 saatlik bir kamp turu rehber eşliğinde başlamış oluyor. Kamp alanının ana kapısına geldiğimde hissettiğim o soğuk havayı asla unutmayacağım. Burada fiziksel değil manevi bir soğuktan bahsettiğimin de altını çizmeliyim. Öncelikle bir tur rehberi karşıladı bizi şu tabelanın altında: “Arbeit Macht Frei”. “Çalışmak özgürleştirir” demekmiş aslında. Tabelayı yapanlar kamptaki esir metal işçileriymiş. Nazilerin o dönemdeki sloganıymış. Belki de ölüm esirler için bir özgürlüktü, başka bir yorum yapılamıyor. Ve işte o korkunç gezi başlıyor…

Ölüm Duvarı (Wall of Death)

O kadar güzel muhafaza edilmiş ki herşey, doğal olarak orada yaşanan bütün olayları atmosferiyle birlikte yaşıyorsunuz. Öyle güzel izole edilmiş bir bölge ki. Etrafında bir yaşam bölgesi bile yok. Ne büyük bir sefalet ve ne büyük acıların çekildiğini rehberimiz anlattıkça boğulacak gibi oluyoruz sanki. Boğazımız düğümleniyor.

image

İnsanların kaldıkları odaları görüyoruz, ufacık odalar. Evinizin mutfağı kadar bir odada yaşayan 100e yakın kişi olduğunu öğreniyoruz. Üstüste, samandan bir zemin üzerinde yattıklarını öğreniyoruz. Koridorlarda kalan insanların fotoğrafları asılı. Gördükçe içimiz parçalanıyor.

Oradan çıkıp başka bir odaya giriyoruz, yaşayanların kişisel eşyaları bir camın arkasında sergilenmiş, sayısız oyuncaklar, sayısız ayakkabılar, sayısız kıyafetler, sayısız gözlükler ve aklınıza gelebilecek diğer herşey. Bir diğer odada ise o korkunç sahneyi hiç unutmayacağım sanırım, yine bir duvar boyu bir camekan ve içinde insanların saçları aynı ilk günkü gibi muhafaza edilmiş bir şekilde duruyor. İbret olması açısından belki de alenen sergileniyor herşey, diye düşünüyorum.

image

image

image

Gaz odalarına girdiğimizde ise işte o ölümün sessiz çığlıklarını duyabiliyorsunuz. 50 metrekarelik bir odaya 600 kişiyi kapatıp odanın tavanından içeriye gaz verildiğini öğreniyoruz. 20 kişilik tur kafilesi ile bile odayı doldurmaya yetecek kadarız. Karanlıkta, balık istifi, üstüste ölen insanları hayal bile etmek çok zor oluyor.

gaz odası (gas chamber)

Ve son olarak gaz odasında acımasızca can verenlerin yakıldığı fırınları görüyoruz ki artık zaten psikolojik olarak çökmüş durumdayız ve hiç birsey hissedemiyoruz bile.

Crematory and gas chamber

image

Öyle büyük bir katliam ki bu nasıl bunları bir insan yapabilir, yaptırabilir anlayamıyoruz. Soykırımın tam karşılığı bu kamplar olmalı diye düşünüyorum. Ancak ders niteliğinde yaptığım bu gezinin bana çok şey kattığını düşünüyorum. O yaşananları biraz olsun hissetmek, o havayı koklamak bile bazı şeyleri görmeye yetiyor. Krakow’a gidildiğinde her ne pahasına olursa olsun görülmesi gerektiğini düşündüğüm bir yer olarak hafızamda yer ediyor Auschwitz Birkenau.

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski